Okurlarımız; televizyona sıcak bakmadığımızı, dizilere hoşgörü göstermediğimizi, her türlü ödüle karşı olduğumuzu bilir. Herşeye karşın, yeni bir site kurduğu için İsmail Canbulat'ı, okurlarımıza sunma gereksinimi duyduk. Eski görüşlerimiz, eskimedi. Aynen muhafaza ediliyor... (HB)
Yeşil, oksijenli güzel şehir Ünye'de doğdu... Sanayide çırak, züccaciyecide tezgahtar, lisede tiyatrocu oldu. Yıldız Teknik'te inşaat mühendisliği okurken, tiyatro kulübünde Sumru Yavrucuk'dan drama dersleri aldı. Çeşitli oyunlarda oynadı. Üniversitede oyunculara eğitmenlik ve yönetmenlik yaptı. Özel Selin Lisesi'nde drama dersi verdi. Çehov sahneledi. 1990 yılında Osman Sınav'la tanıştı. O yıllarda Sinegraf'da "Köprüdekiler" projesinde Metin Günay'la birlikte senarist, "Yarına Gülümsemek" adlı dizide oyuncu ve prodüksiyon elemanı olarak görev yaptı. Bir daha da iflah olmadı. Hem binaları, hem film karakterlerini inşa etmek için çalıştı... Esra Film'in "sinema filmi sinopsis yarışması"nda "Düdüklü Şeker" adlı senaryosuyla mansiyon ödülü aldı. Senaryo, öykü, şiir yazmaya devam etti. Arada bir öykü, şiir ve sinema yazıları yayınlamakta. 2003 yılında tekrar Sinegraf'a döndü. Ekmek Teknesi adlı tv dizisinin senaryo grubunda çalıştı. Halen Sinegraf Film Prodüksiyon A.Ş'de yapı koordinatörü ve senarist olarak çalışmakta.
.
(Kaynak: İsmail Canbulat)
26 Eylül 2008 Cuma
25 Eylül 2008 Perşembe
Cemal Bulunmaz'dan film görüntü parçası
Cemal Bulunmaz - kısa film görüntü parçaları from Cemal Bulunmaz on Vimeo.
Cemal Bulunmaz - Kazım Şimşek
Yakında öksürmelerini de haber yaparlar!...
Sinema bir sektör olduğundan, pazarlamayı da hesaba katıyor. Bir film çekilmeye karar verilince, hemen tanıtım ve pazarlama süreci de başlıyor. Bir filmin tanıtılması için akla gelmeyecek atraksiyonlar uygulanıyor. Aşağıdaki haber de bunu kanıtlıyor. Milliyet gazetesinden aktarıyoruz:
Cem Özer hastanelik oldu
ÇANAKKALE´nin Bozcaada İlçesi´nde, film çekimi hazırlıkları sırasında rahatsızlanan Cem Özer, hastaneye kaldırıldı. Özer´in beyin damarlarında daralma olduğu tespit edildi.
Abdullah Oğuz´un yönetmenliğini yaptığı `Sıcak' adlı filmin sualtı çekimlerinin hazırlığı için, dün (çarşamba) öğle saatlerinde Bozcaada´nın Akvaryum Mevkii´nde rol arkadaşı Ebru Akel ile birlikte, Burçak Dalış Okulu´nun eğitmenleri gözetiminde tüple 12 metre dalan Cem Özer, dışarı çıktıktan yaklaşık yarım saat sonra rahatsızlandı. Ellerinde, ayaklarında uyuşma ve halsizlik şikayetiyle, ambulansla Bozcaada Devlet Hastanesi´ne kaldırılan ve vurgun yediğini iddia eden Özer, tedaviye alındı. Ancak, Özer´in vurgun yediğine ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadı.
Taburcu edilen ve akşam saatlerinde Bozcaada´da film setindeki arkadaşları ile birlikte yemek yiyen Özer, bugün (perşembe) saat 10.00 sıralarında tekrar rahatsızlandı. Özer, aynı şikayetlerle bu kez önce feribotla Ezine´nin Geyikli Beldesi´ne, oradan da ambulansla Çanakkale Devlet Hastanesi´ne götürülüp tedaviye alındı. Tomografisi ve MR´ı çekilen Cem Özer´in beyin damarlarında daralma olduğu, buna bağlı olarak da kan dolaşımı bozukluğuna rastlandığı bildirildi. Film ekibi ve rol arkadaşı Ebru Akel, Özer´in yanından bir an olsun ayrılmadı. 12 Eylül´den bu yana Çanakkale´de bulunan tecrübeli aktörün, sağlık durumunun iyi olduğu ve İstanbul´a sevk edileceği kaydedildi.
(Kaynak: Milliyet)
Cem Özer hastanelik oldu
ÇANAKKALE´nin Bozcaada İlçesi´nde, film çekimi hazırlıkları sırasında rahatsızlanan Cem Özer, hastaneye kaldırıldı. Özer´in beyin damarlarında daralma olduğu tespit edildi.
Abdullah Oğuz´un yönetmenliğini yaptığı `Sıcak' adlı filmin sualtı çekimlerinin hazırlığı için, dün (çarşamba) öğle saatlerinde Bozcaada´nın Akvaryum Mevkii´nde rol arkadaşı Ebru Akel ile birlikte, Burçak Dalış Okulu´nun eğitmenleri gözetiminde tüple 12 metre dalan Cem Özer, dışarı çıktıktan yaklaşık yarım saat sonra rahatsızlandı. Ellerinde, ayaklarında uyuşma ve halsizlik şikayetiyle, ambulansla Bozcaada Devlet Hastanesi´ne kaldırılan ve vurgun yediğini iddia eden Özer, tedaviye alındı. Ancak, Özer´in vurgun yediğine ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadı.
Taburcu edilen ve akşam saatlerinde Bozcaada´da film setindeki arkadaşları ile birlikte yemek yiyen Özer, bugün (perşembe) saat 10.00 sıralarında tekrar rahatsızlandı. Özer, aynı şikayetlerle bu kez önce feribotla Ezine´nin Geyikli Beldesi´ne, oradan da ambulansla Çanakkale Devlet Hastanesi´ne götürülüp tedaviye alındı. Tomografisi ve MR´ı çekilen Cem Özer´in beyin damarlarında daralma olduğu, buna bağlı olarak da kan dolaşımı bozukluğuna rastlandığı bildirildi. Film ekibi ve rol arkadaşı Ebru Akel, Özer´in yanından bir an olsun ayrılmadı. 12 Eylül´den bu yana Çanakkale´de bulunan tecrübeli aktörün, sağlık durumunun iyi olduğu ve İstanbul´a sevk edileceği kaydedildi.
(Kaynak: Milliyet)
11 Eylül 2008 Perşembe
Dizicilerin, yaptıkları işe saygısı yok!...
İki reklam arasına dolgu malzemesi üreterek, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için cansiparene çalışan diziciler, para kazanmanın ötesinde hiçbir etik değeri önemsemediklerinden, kendi ürettikleri dizi mantığına bile aykırı davranabiliyorlar!...
(Bakınız: Milliyet)
(Bakınız: Milliyet)
Önemli işler yapmaya çalışan bir festival...
''Kısalar'' İzmir'de yarışıyor!
Geçtiğimiz yıllarda 60'tan fazla ülke 1000'den fazla filmin gösterilmek için başvurduğu Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali bu yıl bir takım içeriksel ve yapısal değişiklikle sinemaseverlerle buluşuyor.
Geçtiğimiz yıllarda 60'tan fazla ülke 1000'den fazla filmin gösterilmek için başvurduğu Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali bu yıl bir takım içeriksel ve yapısal değişiklikle sinemaseverlerle buluşuyor.
2008 yılında dünyanın önemli festivallerinde ödül almış filmlerden oluşacak olan festival, Dünyanın En İyi 100 Kısa Filmi temasıyla bir çok önemli ve ödüllü filmi İzmirli sinemaseverlerin ayağına getiriyor. www.izmirkisafilm.org adresinde yer alan form aracılığıyla gerçekleştirilecek olan başvurular 10 Ekim 2008 tarihine kadar kabûl edilecek.
(Kaynak: Milliyet)
9 Eylül 2008 Salı
6 Eylül 2008 Cumartesi
Demek ki ödülsüz sinema olmuyor!...
Cemal Şan, uzun yıllardır tanıdığım biri. Senaryosunu yazıp kendisinin de rol aldığı ve başrollerini Tarık Akan ile Füsun Demirel'in oynadığı Bir Küçük Bulut filminde ben de oynamıştım. Cemal Şan'ı çok seyrek görüp, kısa konuşmalar yapıyoruz. Hayatın aynı bağlamında yaşamıyoruz. Ne var ki, zaman zaman, yaptıklarını basından izliyorum...
Cemal Şan, ödülden yana biri. Ben ödüle karşıyım. Sinemaya uzak durmamın nedenlerinden biri de ödül düzeneği. Handiyse, ödül düzeneğine boyun eğmeyen film üretemiyor. Muazzam bir dişlinin parçası olma zorunluluğu var. Ben, hiçbir dişlinin parçası olmayı sevmiyorum. Zaten bu yüzden tiyatro sanatı, benim için birincil özgürlük alanı...
Arkadaşım Cemal Şan'la ilgili haberi, ödül düzeneğine karşı olsam da, Milliyet gazetesinden aktarıyorum... (HB)
''Zeynep'in Sekiz Günü'' ödülle döndü
"Zeynep’in Sekiz Günü" adlı yapım, İskenderiye Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Film Festivali’nden ödülle döndü.
Film, yönetmen ve senaristi Cemal Şan’a "Artistik Başarı Ödülü" kazandırdı.Filmin yapım koordinatörü Tekin Doğan’dan alınan bilgiye göre, İskenderiye Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Film Festivali’nde artistik başarı ödülü Cemal Şan’a verildi.
Mısır’ın İskenderiye kentinde düzenlenen festivale Türkiye’yi temsilen katılan "Zeynep’in Sekiz Günü" adlı filmin yönetmen ve senaristliğini üstlenen Cemal Şan’ın ödülünü, İskenderiye Valisi Adil Labib’ten Türkiye’nin İskenderiye Başkonsolosu Bilgin Atala teslim aldı.
Doğan, festivalin final gününde ödülü aldıklarını, festivale "ödül beklentisiyle" katılmadıklarını, ancak yapımın kazandığı başarının kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
Filmin daha önce Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yarıştığını, ayrıca Ankara Uluslararası Film Festivali’nde de yapımın Fadik Sevin Atasoy’a "En İyi Kadın Oyuncu" dalında ödül getirdiğini anımsatan Doğan, festivale katılım sırasında filmin transferiyle ilgili bazı sıkıntıların yaşandığı kaydetti. Doğan, "Gümrükle ilgili bazı sıkıntılar oldu. Bu prosedür nedeniyle az kalsın filmi gönderemiyorduk. Son anda yetişti ve ödülü de aldı" dedi.
Bu sorunlar sebebiyle kendilerinden herhangi bir temsilcinin festivale gidemediğini, yönetmen Şan’ın da o sırada çekimlerinin devam ettiğini anlatan Doğan, "Oyuncularımız gidecekti. Ancak bu durum nedeniyle kimseyi gönderemedik. Bizim yerimize ödülü Sayın Başkonsolosumuz Bilgin Atala teslim aldı" diye konuştu.
Filmin ilgi gördüğü ve beğenildiği, ayrıca "yeni bir tarzı temsil ettiği" yönünde kendilerine çok sayıda elektronik postanın ulaştığını ifade eden Doğan, başka festivallere de başvuruda bulunduklarını ve yanıt beklediklerini belirtti.
Filmin üçlemenin ilk ayağı olduğunu, "Ali’nin Sekiz Günü" ve "Dilber’in Sekiz Günü" adlı ikinci ve üçüncü halkaların da çekildiğini aktaran Tekin Doğan, bu filmlerin de Kasım ve Aralık aylarında vizyona girmesiyle birlikte üçlemenin tamamlanacağını sözlerine ekledi.
KÜÇÜK EKİPLE BÜYÜK İŞ BAŞARDI
Avşar Film yapımı olan "Zeynep’in Sekiz Günü" filminin senaryosunu kaleme alan Cemal Şan yönetmenliğini de üstleniyor. Şan’ın üçlemesinin ilk halkası olan filmde, "Zeynep" karakterini Türk Sineması’nın başarılı oyuncularından Fadik Sevin Atasoy canlandırdı. Filmde, Mustafa Üstündağ, Ahmet Mümtaz Taylan, Cengiz Sezici, Uğur Çavuşoğlu, Sinan Taymin Albayrak, Ferit Kaya, Arzutan Bayraktutan, Necmettin Çobanoğlu, Işıl Dalamanlı, Müfit Aytekin, Uğur Çınar ile Cengiz Okuyucu da rol aldı.
Müziklerini Babazula’nın hazırladığı yapım, her aşamasıyla hızlı gelişen bir film oldu. Küçük, ama işinde profesyonel bir ekibin eseri olan filmin hazırlık aşaması 4, çekim aşaması ise 10 gün sürdü.
Cemal Şan’ın ikinci uzun metrajlı film projesi olan "Zeynep’in Sekiz Günü" adlı yapımın öyküsü ise şöyle gelişiyor:
Zeynep (Fadik Sevin Atasoy), kendine ait bir dünyada "steril" bir yaşam kurmuş, obsesiflik seviyesinde düzenli bir hayat süren, dışarıya kendini tamamen kapatmış, asosyal bir kişidir. Sabah kahvaltısında yediklerinden otobüste oturduğu yere kadar hayatında hiç bir şeyi değiştirmeyen, tek başına yaşadığı her günü birbirinin aynı olan Zeynep, bir bar akşamında tek başına otururken buraya gelen ve kendini müziğin ritmine bırakıp içinden geldiği gibi dans eden Ali (Mustafa Üstündağ) adlı bir gençle tanışır. Yaşamında her şeyi kurallara bağlayan Zeynep, Ali’ye aşık olur ve hayatı hiç beklemediği biçimde değişir.
(Kaynak: Milliyet)
Cemal Şan, ödülden yana biri. Ben ödüle karşıyım. Sinemaya uzak durmamın nedenlerinden biri de ödül düzeneği. Handiyse, ödül düzeneğine boyun eğmeyen film üretemiyor. Muazzam bir dişlinin parçası olma zorunluluğu var. Ben, hiçbir dişlinin parçası olmayı sevmiyorum. Zaten bu yüzden tiyatro sanatı, benim için birincil özgürlük alanı...
Arkadaşım Cemal Şan'la ilgili haberi, ödül düzeneğine karşı olsam da, Milliyet gazetesinden aktarıyorum... (HB)
''Zeynep'in Sekiz Günü'' ödülle döndü
"Zeynep’in Sekiz Günü" adlı yapım, İskenderiye Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Film Festivali’nden ödülle döndü.
Film, yönetmen ve senaristi Cemal Şan’a "Artistik Başarı Ödülü" kazandırdı.Filmin yapım koordinatörü Tekin Doğan’dan alınan bilgiye göre, İskenderiye Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Film Festivali’nde artistik başarı ödülü Cemal Şan’a verildi.
Mısır’ın İskenderiye kentinde düzenlenen festivale Türkiye’yi temsilen katılan "Zeynep’in Sekiz Günü" adlı filmin yönetmen ve senaristliğini üstlenen Cemal Şan’ın ödülünü, İskenderiye Valisi Adil Labib’ten Türkiye’nin İskenderiye Başkonsolosu Bilgin Atala teslim aldı.
Doğan, festivalin final gününde ödülü aldıklarını, festivale "ödül beklentisiyle" katılmadıklarını, ancak yapımın kazandığı başarının kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
Filmin daha önce Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yarıştığını, ayrıca Ankara Uluslararası Film Festivali’nde de yapımın Fadik Sevin Atasoy’a "En İyi Kadın Oyuncu" dalında ödül getirdiğini anımsatan Doğan, festivale katılım sırasında filmin transferiyle ilgili bazı sıkıntıların yaşandığı kaydetti. Doğan, "Gümrükle ilgili bazı sıkıntılar oldu. Bu prosedür nedeniyle az kalsın filmi gönderemiyorduk. Son anda yetişti ve ödülü de aldı" dedi.
Bu sorunlar sebebiyle kendilerinden herhangi bir temsilcinin festivale gidemediğini, yönetmen Şan’ın da o sırada çekimlerinin devam ettiğini anlatan Doğan, "Oyuncularımız gidecekti. Ancak bu durum nedeniyle kimseyi gönderemedik. Bizim yerimize ödülü Sayın Başkonsolosumuz Bilgin Atala teslim aldı" diye konuştu.
Filmin ilgi gördüğü ve beğenildiği, ayrıca "yeni bir tarzı temsil ettiği" yönünde kendilerine çok sayıda elektronik postanın ulaştığını ifade eden Doğan, başka festivallere de başvuruda bulunduklarını ve yanıt beklediklerini belirtti.
Filmin üçlemenin ilk ayağı olduğunu, "Ali’nin Sekiz Günü" ve "Dilber’in Sekiz Günü" adlı ikinci ve üçüncü halkaların da çekildiğini aktaran Tekin Doğan, bu filmlerin de Kasım ve Aralık aylarında vizyona girmesiyle birlikte üçlemenin tamamlanacağını sözlerine ekledi.
KÜÇÜK EKİPLE BÜYÜK İŞ BAŞARDI
Avşar Film yapımı olan "Zeynep’in Sekiz Günü" filminin senaryosunu kaleme alan Cemal Şan yönetmenliğini de üstleniyor. Şan’ın üçlemesinin ilk halkası olan filmde, "Zeynep" karakterini Türk Sineması’nın başarılı oyuncularından Fadik Sevin Atasoy canlandırdı. Filmde, Mustafa Üstündağ, Ahmet Mümtaz Taylan, Cengiz Sezici, Uğur Çavuşoğlu, Sinan Taymin Albayrak, Ferit Kaya, Arzutan Bayraktutan, Necmettin Çobanoğlu, Işıl Dalamanlı, Müfit Aytekin, Uğur Çınar ile Cengiz Okuyucu da rol aldı.
Müziklerini Babazula’nın hazırladığı yapım, her aşamasıyla hızlı gelişen bir film oldu. Küçük, ama işinde profesyonel bir ekibin eseri olan filmin hazırlık aşaması 4, çekim aşaması ise 10 gün sürdü.
Cemal Şan’ın ikinci uzun metrajlı film projesi olan "Zeynep’in Sekiz Günü" adlı yapımın öyküsü ise şöyle gelişiyor:
Zeynep (Fadik Sevin Atasoy), kendine ait bir dünyada "steril" bir yaşam kurmuş, obsesiflik seviyesinde düzenli bir hayat süren, dışarıya kendini tamamen kapatmış, asosyal bir kişidir. Sabah kahvaltısında yediklerinden otobüste oturduğu yere kadar hayatında hiç bir şeyi değiştirmeyen, tek başına yaşadığı her günü birbirinin aynı olan Zeynep, bir bar akşamında tek başına otururken buraya gelen ve kendini müziğin ritmine bırakıp içinden geldiği gibi dans eden Ali (Mustafa Üstündağ) adlı bir gençle tanışır. Yaşamında her şeyi kurallara bağlayan Zeynep, Ali’ye aşık olur ve hayatı hiç beklemediği biçimde değişir.
(Kaynak: Milliyet)
5 Eylül 2008 Cuma
Sanat için yarışmanın anlamı yok!...
Tanıtım toplantısına belediye meclisi üyeleri, eleştirmenler ve yönetmenler katıldı.
Sanatçı, hiç kimseyle yarışmaz. Sanatçı, herkesle "kavga eder". Sanatçı, birilerini geçmek, sollamak için yola çıkmaz. Sanatçı, trafik magandası ruhuna sahip değildir. Sanatçı, içinde bulunduğu sığlığa karşı savaşım verir. Sığlıkla barışık yaşamaz. Sanatçı, hiçbir güce tapmaz. Kendi yapıtına bile. Sürekli olarak gözü ileride, yüreği ellerindedir. Kendine güvenir, başkasına değil. Hiçbir yarışmaya girmez. Yarışmaya girmeyi namusuna yediremez. Birilerini geçmeyi ahlaksızlık olarak niteler. Onun çelişkisi egemenlerledir!...
Yine bir festival, yine bir yarışma haberini soL gazetesinden aldık ve okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:
Genç Yetenekler Kısa Film Festivali
İzmit Belediyesi’nin, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi danışmanlığında düzenlediği 4. Genç Yetenekler Kısa Film Festivali’nin tanıtım toplantısı yapıldı.
soL (KOCAELİ) “Kültürünü yaşat kentini ve kendini anlat” sloganıyla yola çıkılan Genç Yetenekler Kısa Film Festivali’nin tanıtım toplantısına İzmit Belediye Başkanı Halil Vehbi Yenice, değerlendirme kurulu üyeleri yönetmen İsmail Güneş, sinema eleştirmeni Coşkun Çokyiğit, oyuncu Volkan Karahasanoğlu, yazar ve psikolog Dr. Zümrüt Sevinç ve belediye meclis üyeleri katıldı.
Başkan Yenice, yaptığı konuşmada, yarışma için başvuru süresinin başladığını belirterek, Kocaeli’nin tanıtılmasına yönelik festival ve yarışmanın giderek artan bir ilgi gördüğünden bahsetti. Yenice, yurtiçi ve yurtdışından yapılan başvurulardaki artışın, yarışmanın gelecek yıllarda uluslararası bir kimlik kazanacağını gösterdiğini de ifade etti. Festival kapsamındaki yarışma için, ilk yıl olan 38, ikinci yıl 48, üçüncü yıl ise 88 film başvurusu yapılmıştı.
Başvurular 3 Kasım’a kadar
Festival kapsamındaki yarışmanın değerlendirme kurulunda Türkiye’nin sinema alanındaki seçkin isimleri bir araya geliyor. Yönetmen Ezel Akay ve İsmail Güneş, sinema yazarı Ali Murat Güven, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik, sinema eleştirmeni Nihal Bengisu Karaca ve Coşkun Çokyigit, oyuncu Volkan Karahasanoğlu, Kısa Filmciler Derneği Başkanı. Oktay Güzeloğlu, yazar-psikolog Dr. Zümrüt Sevinç ve Yrd. Doç. Dr. Nigar Posteki’den oluşan kurul, filmin senaryosu, konusu, görüntü düzenlemesi ve sinematografik açıdan değerlendirmesini yapacak.
Genç Yetenekler Kısa Film Festivali’ne başvurular 3 Kasım 2008 tarihine kadar devam edecek. Yarışma sonuçları 5 Aralık 2008’de düzenlenecek basın toplantısıyla açıklanacak. Film gösterimleri 18–19–20 Aralık tarihlerinde, ödül töreni ise 20 Aralık’ta yapılacak.
(Kaynak: soL)
Sanatçı, hiç kimseyle yarışmaz. Sanatçı, herkesle "kavga eder". Sanatçı, birilerini geçmek, sollamak için yola çıkmaz. Sanatçı, trafik magandası ruhuna sahip değildir. Sanatçı, içinde bulunduğu sığlığa karşı savaşım verir. Sığlıkla barışık yaşamaz. Sanatçı, hiçbir güce tapmaz. Kendi yapıtına bile. Sürekli olarak gözü ileride, yüreği ellerindedir. Kendine güvenir, başkasına değil. Hiçbir yarışmaya girmez. Yarışmaya girmeyi namusuna yediremez. Birilerini geçmeyi ahlaksızlık olarak niteler. Onun çelişkisi egemenlerledir!...
Yine bir festival, yine bir yarışma haberini soL gazetesinden aldık ve okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:
Genç Yetenekler Kısa Film Festivali
İzmit Belediyesi’nin, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi danışmanlığında düzenlediği 4. Genç Yetenekler Kısa Film Festivali’nin tanıtım toplantısı yapıldı.
soL (KOCAELİ) “Kültürünü yaşat kentini ve kendini anlat” sloganıyla yola çıkılan Genç Yetenekler Kısa Film Festivali’nin tanıtım toplantısına İzmit Belediye Başkanı Halil Vehbi Yenice, değerlendirme kurulu üyeleri yönetmen İsmail Güneş, sinema eleştirmeni Coşkun Çokyiğit, oyuncu Volkan Karahasanoğlu, yazar ve psikolog Dr. Zümrüt Sevinç ve belediye meclis üyeleri katıldı.
Başkan Yenice, yaptığı konuşmada, yarışma için başvuru süresinin başladığını belirterek, Kocaeli’nin tanıtılmasına yönelik festival ve yarışmanın giderek artan bir ilgi gördüğünden bahsetti. Yenice, yurtiçi ve yurtdışından yapılan başvurulardaki artışın, yarışmanın gelecek yıllarda uluslararası bir kimlik kazanacağını gösterdiğini de ifade etti. Festival kapsamındaki yarışma için, ilk yıl olan 38, ikinci yıl 48, üçüncü yıl ise 88 film başvurusu yapılmıştı.
Başvurular 3 Kasım’a kadar
Festival kapsamındaki yarışmanın değerlendirme kurulunda Türkiye’nin sinema alanındaki seçkin isimleri bir araya geliyor. Yönetmen Ezel Akay ve İsmail Güneş, sinema yazarı Ali Murat Güven, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik, sinema eleştirmeni Nihal Bengisu Karaca ve Coşkun Çokyigit, oyuncu Volkan Karahasanoğlu, Kısa Filmciler Derneği Başkanı. Oktay Güzeloğlu, yazar-psikolog Dr. Zümrüt Sevinç ve Yrd. Doç. Dr. Nigar Posteki’den oluşan kurul, filmin senaryosu, konusu, görüntü düzenlemesi ve sinematografik açıdan değerlendirmesini yapacak.
Genç Yetenekler Kısa Film Festivali’ne başvurular 3 Kasım 2008 tarihine kadar devam edecek. Yarışma sonuçları 5 Aralık 2008’de düzenlenecek basın toplantısıyla açıklanacak. Film gösterimleri 18–19–20 Aralık tarihlerinde, ödül töreni ise 20 Aralık’ta yapılacak.
(Kaynak: soL)
1 Eylül 2008 Pazartesi
Dizi dizi dilimlenen oyuncular...
Üretim araçlarını ellerinde tutan kapitalistler, televizyonları birer düşünsel kelepçe olarak kullanıp, insanların seçenek yaşam biçimi oluşturmasının önüne set çekiyorlar. Oyuncular da, bu kelepçeleme operasyonuna gönüllü olarak katılarak, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için bedenlerini siper ediniyorlar!...
Milliyet gazetesine yansıyan küçükburjuva hallerini okumanızda yarar var:
Zam istemeye gitti çıkarıldığını öğrendi
BİRSEN ALTUNTAŞ
“Avrupa Yakası”nda İfot’u canlandıran Hümeyra alacağı zammı öğrenmek için yapımcılarla görüşmeye gittiğinde “Bu sezon dizinin kadrosunda yoksunuz” cevabını aldı
“AVRUPA Yakası” bu sezon daha başlamadan en çok konuşulan dizi oldu. Önce, Hümeyra ile atıştığı için diziden ayrılan Ata Demirer’in döneceği öğrenildi. Ardından Hümeyra’nın kendi isteğiyle diziden ayrıldığı haberleri gündeme geldi. Ancak Hümeyra’nın ayrılmadığı, Ata Demirer’in diziye geri gelmesi nedeniyle kadrodan çıkarıldığı ortaya çıktı. Bu sezon alacağı zammı konuşmak için yapımcılarla görüşmek isteyen Hümeyra, beklemediği bir cevap aldı. Usta oyuncuya “Bu sezon dizinin kadrosunda yoksunuz” denildi.
İlk tepki Çevik’ten geldi
HÜMEYRA, bir hafta önce Ata Demirer’le anlaşıldığını, kendisinin de bu nedenle diziden çıkarıldığını duyunca şoke oldu. Çünkü iddialara göre Hümeyra, birikiminin büyük kısmını oğlu Sadık Bigat’ın İkitelli’de açtığı restorana yatırmıştı. Bu sezon diziden alacağı parayla rahat yaşamanın planlarını yapıyordu. Ata Demirer için Hümeyra’nın kadrodan çıkarılmasına en büyük tepkiyi Tolga Çevik gösterdi. Usta oyuncuya yapılanı etik bulmayan Çevik, “Hani biz bir aileydik” deyip dizinin kadrosundan ayrılmaya karar verdi.
‘Onları Allah’a havale ettim’
İDDİALARIN doğru olup olmadığını öğrenmek için aradığımız Hümeyra, “Bu konuyla ilgili ne eğri ne doğru hiçbir şey konuşmak istemiyorum. Gerek yok, sadece onları Allah’a havale ediyorum. Hani futbolcuların bir lafı var ya, ‘Önümüzdeki maçlara bakıyoruz’ diye... Ben de önümdeki maçlara bakıyorum. Benim için ‘Avrupa Yakası’nda olmamak hayırlı oldu. Üzülmüyorum, çünkü yeni bir reklam filmi çekiyorum, yeni bir diziye başlıyorum. Bu sefer çok doğru düzgün bir yapımcıyla çalışıyorum” dedi.
(Kaynak: Milliyet)
Milliyet gazetesine yansıyan küçükburjuva hallerini okumanızda yarar var:
Zam istemeye gitti çıkarıldığını öğrendi
BİRSEN ALTUNTAŞ
“Avrupa Yakası”nda İfot’u canlandıran Hümeyra alacağı zammı öğrenmek için yapımcılarla görüşmeye gittiğinde “Bu sezon dizinin kadrosunda yoksunuz” cevabını aldı
“AVRUPA Yakası” bu sezon daha başlamadan en çok konuşulan dizi oldu. Önce, Hümeyra ile atıştığı için diziden ayrılan Ata Demirer’in döneceği öğrenildi. Ardından Hümeyra’nın kendi isteğiyle diziden ayrıldığı haberleri gündeme geldi. Ancak Hümeyra’nın ayrılmadığı, Ata Demirer’in diziye geri gelmesi nedeniyle kadrodan çıkarıldığı ortaya çıktı. Bu sezon alacağı zammı konuşmak için yapımcılarla görüşmek isteyen Hümeyra, beklemediği bir cevap aldı. Usta oyuncuya “Bu sezon dizinin kadrosunda yoksunuz” denildi.
İlk tepki Çevik’ten geldi
HÜMEYRA, bir hafta önce Ata Demirer’le anlaşıldığını, kendisinin de bu nedenle diziden çıkarıldığını duyunca şoke oldu. Çünkü iddialara göre Hümeyra, birikiminin büyük kısmını oğlu Sadık Bigat’ın İkitelli’de açtığı restorana yatırmıştı. Bu sezon diziden alacağı parayla rahat yaşamanın planlarını yapıyordu. Ata Demirer için Hümeyra’nın kadrodan çıkarılmasına en büyük tepkiyi Tolga Çevik gösterdi. Usta oyuncuya yapılanı etik bulmayan Çevik, “Hani biz bir aileydik” deyip dizinin kadrosundan ayrılmaya karar verdi.
‘Onları Allah’a havale ettim’
İDDİALARIN doğru olup olmadığını öğrenmek için aradığımız Hümeyra, “Bu konuyla ilgili ne eğri ne doğru hiçbir şey konuşmak istemiyorum. Gerek yok, sadece onları Allah’a havale ediyorum. Hani futbolcuların bir lafı var ya, ‘Önümüzdeki maçlara bakıyoruz’ diye... Ben de önümdeki maçlara bakıyorum. Benim için ‘Avrupa Yakası’nda olmamak hayırlı oldu. Üzülmüyorum, çünkü yeni bir reklam filmi çekiyorum, yeni bir diziye başlıyorum. Bu sefer çok doğru düzgün bir yapımcıyla çalışıyorum” dedi.
(Kaynak: Milliyet)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)