Anarşist bile olamayacak kadar dar bir düşünceye sahip olan Mimesisçiler, işçi sınıfıyla burjuvazi arasındaki asal karşıtlığı gölgelemek için, "öteki-beriki" olgularla topluma ninni söylüyorlar.
Toplumsal kargaşanın sınıfsal temelini görmemek, göstermemek için, kesif bir kara bulut gibi tiyatro dünyasının tepesinde dolaşan Mimesisçiler, nerede ikincil konu varsa, onları başat etmenmiş gibi, tiyatro kamuoyunun burnuna dayıyorlar.
Allah'tan...
Bu "öteki-beriki" takıntısının ötesine geçmek istemeyen, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, her türden tiyatral gerici kişi, kuruluş ve kurumla işbirliği yapan Mimesisçiler, sırtlarını yasladıkları Amerikan patentli Boğaziçi Üniversitesi sayesinde, işçi sınıfının uyumasına, karınca kararınca yada "Mimesis Mimesisçe" katkıda bulunmanın dayanılmaz hafifliğiyle üfürükçü tiyatroculuk oynuyorlar.
Özellikle Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarının imha edilmesi için, cadı kazanında pişirdikleri bir LİNÇ KAMPANYASI menüsüyle tiyatro sofrasına oturan Mimesisçiler, burjuva tiyatrosu yapabilecek kadar bir bilince bile sahip olamayan kıytırık tiyatro esnafıyla röportaj yaparak, toplumsal patinajlarının üzerini örtmeye yelteniyorlar.
Daha, kendi yönettiği oyunun adını bile doğru dürüst bilmeyen (Bakınız: Züccaciyeciye giren kudurmuş fil gibi hareket eden LİNÇÇİLER, tiyatronun her alanının içerisine sıçıp, bu sanatın hızla bok kokmasına neden oluyorlar!) LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin LİNÇÇİ ve YAVŞAK (Örnekse bakınız: LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin patronu Haluk Bilginer, LİNÇ KAMPANYASI içerisindeki iftira metnine imza atma sorumluluğunu taşırken, şimdi de yavşaklaşıyor!) yönetmeni Kemal Aydoğan'la, röportaj süsü verilmiş bir "dostlar alışverişte görsün" geyiği yapan Mimesisçiler, cin olmadan adam çarpmaya, "mama" demesini bilmeden geyik eti yemeye niyetleniyorlar.
Mimesisçe'den başka bir dil bilmeyen, Türkçe özürlü bu zât-ı muhteremler, hangi konuda bir yayın yaparlarsa yapsınlar, LİNÇ KAMPANYASI içerisindeki imzaları baki kaldıkça ve/ya Türkçe dilini öğreninceye dek, bu aydın kaportalı kişilerin benden çekecekleri var!
Benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle bütçe oluşturan Kültür Bakanlığı'nın çanağını yalamanın yanı sıra, şimdi de Devlet Tiyatroları'daki emekçilerin ekmeğine göz diken LİNÇÇİ Kemal Aydoğan'a yardım ve yataklık eden LİNÇÇİ Mimesisçiler, yaptıkları her yanlışta, beni mutlaka karşılarında bulacaklar! (HB)
***
"Biri 60 almış biri 40. Ne önemi var? Asıl sorun başka yerde. Trilyonlar Devlet Tiyatrosu’na akıyor, sen 40 mı 60 mı derdindesin. Halbuki o paralarla 100 tane topluluk Kadıköy’de perde açar. Bizim tiyatrocuların biraz hayali dar, ufku dar. (...) Kadıköy’de 50 tane Oyun Atölyesi olması lazım."
(Kaynak: Mimesis)
***
Ayrıca bakınız:
Özen Yula, Mimesisçe'ye çevrildi: "Özlem Yula"
Züccaciyeciye giren kudurmuş fil gibi hareket eden LİNÇÇİLER, tiyatronun her alanının içerisine sıçıp, bu sanatın hızla bok kokmasına neden oluyorlar!
Amerikalı zât-ı muhteremler tarafından kurulmuş Boğaziçi Üniversitesi'nin "yetiştirmesi" zât-ı muhteremlerin yönettiği LİNÇÇİ Mimesis, yazı yazamıyor!
TESTOSTERON'U "TESTESTERON", SHAKESPEARE'İ"SHAKSPEARE" SANAN LİNÇÇİ OYUN ATÖLYESİ, İSTANBUL DEVLET TİYATROSU'NU "İSTANBUL DEVLET TİYATROLARI" SANIYOR
Shakespeare'in beşinci harfi "e"yi çalıp Testosteron'un beşinci harfi "o"yu imha ederek onun yerine monte eden LİNÇÇİ Kemal Aydoğan, umutsuz bir vaka!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder